Evet birçoğumuzun bildiği gibi Dünya Kadınlar Günü değil, Dünya Emekçi Kadınlar günü. Ne anlama geliyor peki bu? Aslında 8 Mart Sevgililer günü , Anneler günü gibi alışveriş çılgınlığını tetiklemek , 1 liralık ürünü 10 liraya satmak için çıkartılmış bir gün değildir. Her ne kadar günümüzde sermaye piyasası bu hale getirmeye çalışıyorsa da aslında günün kadınlar açısından anlam ve önemi çok daha farklıdır. Konuyu daha iyi kavrayabilmek için gelin günün tarihçesine bakalım, ne olmuş 8 Mart' ta ;
8 Mart 1857'de Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) New York kentinde dokuma fabrikasında çalışan işçiler daha iyi koşullarda çalışmak istedikleri için greve başladılar ancak polis işçilere saldırdı. Bunun ardından fabrikaya kitlenen işçiler, fabrikada çıkan yangından kurtulmaya çalıştı fakat fabrika önünde kurulan barikatlar kaçmalarına engel oldu ve 123 kadın işçi burada hayatını kaybetti. Bu olayda hayatını kaybedenlerin cenazesine on binler akın etti.
Triangle Gömlek Fabrikası yangını 123 kadın, 23 erkek işçinin ölümü ile sonuçlandı. Fabrikada bazıları çocuk yaşta olan ve zor şartlarda çalıştırılan işçiler, daha iyi şartlarda çalışmak için greve başladı. Ancak polis eylemcilere müdahale etti. Bu sırada binanın 8. katında başlayan yangından kimi işçiler kurtulmayı başarsa da, 9. katta çalışan işçiler yangın uyarısını zamanında alamadı. Yangından kaçmak isteyen işçiler bir çıkışın yangından dolayı yapandığını görünce diğer çıkışa yönelse de, bu çıkış kapısı da kitlenmişti. Bu nedenden dolayı 62 kadın pencereden atlayarak kurtulmayı denerken yaşamını yitirirken, diğer işçiler ise yanarak can verdiler. Bu yangının ise greve kızan işverenlerin tarafından çıkartılması ise işin en vahim durumudur.
Aradan yıllar geçti ve II. Enternayonal kongreleri kapsamında 1910 yılında Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı'nda Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nin liderlerinden Clara Zetkin, tekstil fabrikasında yaşamını yitiren kadın işçilerin anısına 8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılması önerisinde bulundu ve bu öneri konferansta oy birliğiyle kabul edildi.
Aslında Kadınlar Günü için önceleri kesin bir tarih belirlenmedi. 1921 yılında Rusya'nın başkenti Moskova'da gerçekleştirilen III. Enternasyonal Komünist Kadınlar Toplantısı'nda kadınlar için belirlenen günü adının 'Dünya Emekçi Kadınlar Günü' olarak anılmasına karar verildi. Fakat I. ve II. Dünya Savaşı yıllarında bazı ülkelerde bu günün anılması yasaklandı. 1960'lı yılların sonunda ise ABD'de gerçekleşen çeşitli gösterilerin ardından Batı Bloku ülkelerinde giderek daha güçlü şekilde gündeme geldi. 16 Aralık 1977 tarihinde ise Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasını kabul etti.
Ülkemizde ilk kutlama 1921 yılında yapıldı. Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanan bu gün, sonraki yıllarda giderek yaygınlaşırken, 1975 yılı ve sonrasında yaygın ve yığınsal olarak kutlanmaya başladı. Bu yıl Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı progamından etkilenen Türkiye'de, "Türkiye 1975 Kadın Yılı Kongresi" yapıldı.
Türkiye'de Dünya Kadınlar Günü kutlamaları 1980 yılı ve sonrasında sekteye uğradı. 12 Eylül 1980'de darbe yapan cunta, ülkede dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmasını yasakladı. 1984 ve sonrasında kadın örgütlerinin yeniden devreye girmesi ile Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlanmaya devam ediyor.
Ben bu günü kutlamadan çok bir anma günü olarak görüyorum ve günümüzde de kadınlarımız halen daha erkek çalışanlarla eşit işe eşit maaş alamamakta olduğu da bir gerçek. Hatta daha az para kazanan kadının sadece kadın olduğu için kimi yerlerde temizlik yapıp çay , kahve servisinde bulunması bile isteniyor. Erkek çalışanlara göre kadın çalışanların bir de iş yerinde tacize uğrama vak'aları da sık sık yaşanmakta. Böyle bir ortamda zaten 8 Mart' ın bir kutlama günü olarak değil de özellikle kadınlarımız tarafından çalışma şartlarıyla ilgili taleplerini doğru bir şekilde dile getirmeleri , bu günün anlamına binaen jest yapmak isteyenlerden çiçek kabul etmemesi ve bu günün yaratımına yol açan 123 kadın ölümünün başlattığı harekete sahip çıkmaları temennimdir.